ABD Başkanı Joe Biden, 2021 yılının başından bu yana kripto para endüstrisindeki suç faaliyetleri ile mücadele ediyor.
Haberin Özeti
- ABD’deki Biden yönetimi, bir bölümü “yasa dışı kripto para endüstrisini” de hedef alan yeni “Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi”ni yayınladı.
- Söz konusu belgelerde yolsuzlukla ilgili cezaları içeren 3. madde ise yeni bir Adalet Bakanlığı (DOJ) görev gücü temelinden kripto para endüstrisine odaklanıyor.
ABD’deki Biden yönetimi, bir bölümü “yasa dışı kripto para endüstrisini” de hedef alan yeni “Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi”ni yayınladı.
ABD ve Kripto Para
Biden yönetimi, hükümetin yolsuzlukla mücadele politikasını ortaya koyan ve bu anlamda türünün ilk örneği olan “Amerika Birleşik Devletleri Yolsuzlukla Mücadele Stratejisini” yayınladı.
Yayınlanan belgelerde, yolsuzlukla mücadele yaklaşımı 5 temel başlık altında tanımlanıyor. Özellikle yolsuzlukla ilgili cezaları içeren 3. madde ise yeni bir Adalet Bakanlığı (DOJ) görev gücü temelinden kripto para endüstrisini hedef alıyor.
Söz konusu belgede, “DOJ, yeni kurulan görev gücü ‘Ulusal Kripto Para Uygulama Ekibini’ özellikle kripto paradaki cezai suistimallerin karmaşık soruşturmalarına ve kovuşturmalarına odaklanmak için kullanacak.” ifadeleri yer alıyor.
DOJ’un yeni görev gücünün ise “kripto para borsaları, mikser hizmetleri ve kara para aklama aktörleri tarafından işlenen suçları yakından takip edeceği” belirtiliyor.
Biden Yönetiminin Kripto Para ile İlgili Düzenlemeleri
ABD Başkanı Joe Biden, 2021 yılının başından bu yana kripto para endüstrisindeki suç faaliyetleri ile mücadele ediyor.
Ülkede Haziran ayında gerçekleşen yüksek profilli iki fidye yazılımı saldırısının ardından Joe Biden’ın emriyle “Fidye Yazılımı Görev Gücü” kurulmuştu. Bu ekip, kripto paralar (özellikle Monero gibi gizlilik odaklı tokenler) kullanılarak gerçekleştirilen ve önemli altyapı sistemlerine büyük hasarlar verebilen yurt dışı menşeli fidye yazılımı saldırılarına karşı mücadele etmek için faaliyet gösteriyor.
Buna ek olarak söz konusu fidye yazılımı saldırılarının Rusya menşeli olarak gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi ABD ve Rusya’yı neredeyse bir diplomatik krizin eşiğine bile getirmişti.