Giderek daha fazla endüstri yenilenebilir enerjiye yöneliyor. Bitcoin’deki çevre dostu madenciler ise İzlanda, İsveç ve Norveç gibi ülkeleri tercih ediyor.
Haberin Özeti
- İskandinav bölgesinin zengin yenilenebilir enerji kaynakları, çevre dostu Bitcoin madencileri arasında uzun zamandır popüler.
- Gittikçe daha fazla endüstri yenilenebilir enerji kullanmaya özen gösteriyor.
Zengin yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde İzlanda, İsveç ve Norveç, çevre dostu Bitcoin madenciliği için en popüler yerler haline gelmiş durumda. Ancak Economic Times’ın haberine göre bu değişebilir.
İskandinav Ülkelerindeki Bitcoin Madenciliği
İsveç, Norveç ve İzlanda, Bitcoin madencileri için uzun zamandır ucuz yenilenebilir seçenekler sunması nedeniyle yoğun olarak tercih ediliyor. Söz konusu yenilenebilir enerji kaynakları arasında jeotermal, hidro ve rüzgar enerjisi yer alıyor. Buna karşın Çin’deki Bitcoin madenciliğinde büyük oranda kömür kullanılıyor.
Ancak Economic Times’a göre, İskandinav bölgesinin yenilenebilir enerjisi yakında petrol ve çelik üreticilerine (ve temiz enerjiye ihtiyaç duyan diğer endüstrilere) yönlendirilecek.
İzlanda’nın ulusal enerji şirketi Landsvirkjun’un CEO’su Hordur Arnarson konu ile ilgili, “İklim sorunları nedeniyle, hızla büyüyen birçok ilginç segment görüyoruz ve bunların birçoğunun yoğun elektrik ihtiyacı olduğunu biliyoruz.” dedi.
Bitcoin madenciliğindeki düşüş halihazırda son dönemde özellikle Norveç’te belirgin bir şekilde görülebiliyor. Cambridge Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, Norveç’in Bitcoin madenciliğindeki küresel payı 2019’un üçüncü çeyreğinde %1 seviyesinde iken bugün %0.48’in altına düşmüş durumda.
Bitcoin Madenciliği Nedir?
Bitcoin madenciliği, yeni Bitcoin’in yaratıldığı süreçtir.
Bitcoin madencileri, Bitcoin blok zincirine yeni bloklar eklemek ve yeni Bitcoin’i dolaşıma sokmak için karmaşık işlemleri çözerler ve bu süreçte kullandıkları bilgisayarlar muazzam düzeyde elektrik tüketir.
Bitcoin madenciliğinin net enerji tüketimini ölçmek zor; ancak Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı bir tahmine göre endüstri yılda yaklaşık 120 terawatt-saat elektrik tüketiyor. Bu, Bitcoin’in çoğu ülkeden daha fazla elektrik tükettiği anlamına geliyor.
Ayrıca bu elektrik tüketimi bir karbon ayak izine dönüşüyor. Bitcoin madenciliğinin karbon ayak izinin yaklaşık 61 milyar pound yanmış kömüre denk geldiği düşünülüyor. Bu 9 milyon evin yıllık ortalama enerji tüketimi ile eşdeğer bir seviye.
Konu ile ilgili çeşitli çözüm önerileri var. Bu çözümlerden biri, Bitcoin’in blok zincirini, mevcut iş kanıtı mekanizmasından daha fazla enerji verimliliği sağlayan hisse kanıtı mekanizmasına taşımaktır.
Piyasa değeri açısından en büyük ikinci kripto para olan Ethereum, uzun zamandır beklenen ETH 2.0 yükseltmesiyle bunu gerçekleştiriyor. Standard Hashrate Group CEO’su Alex Zhao, Bitcoin’in de bunu uygulayabileceğini ya da en azından hibrit bir yaklaşım benimseyebileceğini belirtti.
Bununla birlikte, Nature dergisinde yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, Bitcoin’in karbon ayak izi, Çin’deki Bitcoin madenciliğinin 2024 yılına kadar 130 milyon metrik ton karbon emisyonu pompalamasıyla birlikte daha da kötüye gidecek. Bu, dünya havacılık endüstrisinin 2019’daki karbon ayak izi ile eşdeğer bir seviye anlamına gelecek.